BERN GEZİ REHBERİ

bern

İsmini Almancada ayılar anlamına gelen Bären kelimesinden alan İsviçre’nin başkenti Bern…

Anlatılan hikayeye göre Berthold V, kurduğu şehre ilk gördüğü hayvanın adını verecektir. Dükün ilk gördüğü hayvan bir ayı olmuştur ve şehre Bären kelimesinden türeyen Bern denilmiştir. Ayrıca Bern’de halihazırda da ayıların doğal yaşam alanlarını ziyaret edebileceğiniz 6500 metrekarelik alanı ile Bear Pit park bulunmaktadır.

Bern şehri dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehirlerinden biri. Bern şehri İsviçre’nin başkenti konumunda ve tarihi Orta Çağ’a kadar uzanıyor.

Korunmuş eski şehir dokusu, Orta Çağ’dan kalma sokakları ve yapıları, kapalı çarşıları ile çok popüler bir turizm şehridir. Fakat yine de çok meşhur bir destinasyon değil. Ahh neyi kaçırdığınızı bilseler… Bizi İsviçre’de en çok etkileyen yer burasıydı çünkü atmosferi, genç ruhu bizi bizden aldı.

2017 yılında Londra gazetesi olan “Evening Standard”, Bern’i “dünyanın en Instagramlanabilir kış şehri” olarak ilan etti.

Dünyada yaşam kalitesi en yüksek 10 şehir arasında gösterilen Bern, aynı zamanda UNESCO tarafından koruma altına alınan şehirler arasında.

Dünyaca bilinen üçgen çikolata TOBLERONE 1908’de Theodor Tobler tarafından icat edildi ve hâlâ Bern’de üretiliyor.

Tarihi dokuları olsun, genç ruhu olsun bizi her açıdan büyüleyen bu şehre yolunuz mutlaka düşmeli.

Aare nehri Bern’deki hayatın odak noktası

Aare Nehri

Yediden yetmişe herkes Aare nehrinin akıntısına kendini bırakıp kilometrelerce sürüklendikten sonra
nehirden çıkıp yoluna devam ediyor. Kilometrelerce sürüklenirken eşyalarına bir zarar gelmemesi için su
geçirmez çantalara koyuyorlar. Çünkü akıntıya kapılıp yüzmenin son bulduğu nokta başlangıç noktasından epey uzak. Dolayısıyla eşyalarını yanlarına alıyorlar. Çocukların dahi güle eğlene sürüklendiğini görünce insanın kendini nehre
atıveresi geliyor.

Ancak nehre yabancı olanlardan akıntıya kapılıp kaybolanlar olmuş. Bu yüzden akıntıya ters şekilde kayıkla güvenliği sağlayan görevliler var.

Nehrin kenarına serilen havlular, açılmış şemsiyeler, çimenlerin üstünde güneşlenenler ve yan taraftaki dondurmacılar denizin yokluğunu aratmıyorlar.

Tüm bunlara ek olarak İsviçrelilerin “brunnen” adını verdiği 100 kadar çeşme var. Şehrin hemen hemen her yerinde karşımıza çıkan bu çeşmeler, 11. ve 16. yüzyıldan kalma sanat eserleri.

Bern’e nasıl gidilir?

Türkiye’den Bern’e direkt uçuş yok fakat Basel’den, Zürih’ten ya da Cenevre’den trenle çok rahat ulaşım sağlayabilirsiniz. Tren biletleri için buraya!

Bern’de ulaşım

Eğer Bern’de konaklıyorsanız hostel ve oteller size şehirde kaldığınız gün süresince ücretsiz ulaşım kartı veriyor. Ayrıca şehre indiğinizde otele ulaşmanız gerektiğini söyleyip otel rezervasyonunuzu gösterdiğinizde ücret vermeden toplu taşımaya binebilirsiniz.

BERN GEZİLECEK YERLER

ESKİ ŞEHİR(Altstadt)

Altstadt gezimiz süresince gezeceğimiz çoğu yeri barındırıyor. Gerçekten büyüleyici bir şehir olan Bern 3 tarafı Aare Nehri ile çevrili bir tepede kurulu yerleşim bölgesi. 1405’teki büyük yangına rağmen mimarisini korumayı başarmış. Eski Şehir detaylı bilgi için buyurun.

BERN KAFİGTURM HAPİSHANE KULESİ VE BERN ZYTGLOGGE SAAT KULESİ

Marktgasse Meydanı

Alışveriş mağazaları, ortasındaki devasa heykeli, çeşmesi. kuleleriyle, her metrede asılı bayraklarıyla çok büyüleyici bir meydan burası.

BERN KATEDRALİ

St. Vincent Bern Münster Katedrali, şehirdeki en etkileyici geç Gotik bina ve İsviçre’deki en büyük ve en önemli geç ortaçağ kilisesidir. İsviçre’deki bu en yüksek kilise kulesinden cüzi bir fiyata şehri izleyebilirsiniz.

Bugünkü Bern Katedrali’nin temel taşı 11 Mart 1421’de atılmış ve inşaat çalışmaları 1575 yılına kadar sürmüştür . Başlangıçta bu katedralin kulesi sadece 50 metre yüksekliğindeymiş. 300 yıl sonra ancak 101 metrelik rekor yüksekliğe ulaşmış. Halen İsviçre’nin en yüksek katedralidir.

BUNDESHAUS(PARLEMENTO BİNASI)

Tren İstasyonunun hemen yanında bulunan bu şahane binayı vaktiniz varsa ziyaret etmenizi öneririm. Burası ulusal ve uluslararası oturumların yapıldığı bir hükümet binası. İçerisinde bir de kütüphane var.

EİNSTEİN EVİ (Einsteinhaus)

Albert Einstein hayatının bir kısmını Bern’de geçirdi. 1902’de İsviçre’nin başkentine geldi ve federal patent ofisinde bir göreve başladı. 1903 yılında o ve eşi Mileva, UNESCO Dünya Mirası Alanı’nın kalbinde, Kramgasse 49’un üçüncü katındaki bir daireye taşındı.

Bugün daire turistlere açıktır. Einstein’ın zamanının tarzında döşenmiştir ve fizikçinin Bern’de geçirdiği yıllardaki yaşamını belgelemektedir. Bu dönem, Einstein’ın bilimsel keşiflerinin en yaratıcı dönemi olan 1905’i Eintein’in olağanüstü yılıdır.

AYI PARKI(ÇUKURU)

2009’dan bu yana Bern ayılarının emrinde, bir tünel aracılığıyla ulaşabilecekleri 6.000 metrekarelik modern bir park var. Aare kıyısındaki alan, Eski Şehrin karşısındaki eski ayı çukurundan  nehre kadar uzanıyor. 

1513’te açılan parkta; ayıların tırmanabileceği bir tepe, büyük bir yüzme havuzu ve kalabalıktan kaçmalarını sağlayan tüneller bulunmaktadır.

ROSERGARTEN

Ayı Çukuru’ndan çok uzakta olmayan Bern’in güzel Gül Bahçesi Parkı (Rosengarten) . Dik bir tepenin üzerinde yer alan otel, Eski Kent’in ve Alpler’in olağanüstü manzaralarını sunmaktadır .

Bir zamanlar mezarlık olan Rosengarten, 1913’te halka açık bir park haline geldi. Bu parkta 200’den fazla gül çeşidi var. Ve tabi tüm bunların yanı sıra yüzlerce farklı türde çiçekler de mevcut.

Restoranın yakınındaki, şehir manzaralı Einstein bankını kaçırmayın. Burası Bern’deki dört Einstein bankından biri ve fotoğraf çekmek için güzel bir yer…

Şehri bir günde gezip görebilirsiniz ama unutmayın ki İsviçre’nin en güzel kasabaları bu şehirde. O yüzden bizi mest eden bu şehre en az 4 gün ayırmanızı tavsiye ediyorum. Kasabalara ait gezi rehberliğim için İSVİÇRE’NİN EN GÜZEL KASABALARI yazımı, İsviçre gezi rotası için İSVİÇRE GEZİ ROTASI, İsviçre hakkında genel bilgiler için İSVİÇRE HAKKINDA GENEL BİLGİLER yazımı okumayı unutmayın.

Bern geziniz boyunca size önerebileceğim 2 şey var:

1.’si merdiven gördüğünüz yeri çıkın ve manzaranın, müziğin ve dans eden insanların keyfine varın. Hatta Bernlilerin koreografili danslarına ortak olursanız belki siz de deneyebilirsiniz. Ben beceremem diye utanmıştım 🙂 Şimdi ki aklım olsa atlardım sahneye 🙂 Kleine Schanze Cafe’ye uğrayın derim.

2.’si Aare nehrinde akıntıya kapılın ve çimenlerin üstünde güneşlenirken köşedeki dondurmacıdan aldığınız dondurmaların enfes tadına varın.

Şimdiden iyi gezmeler diliyorum. Daha fazla görüntü-video için

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir