FRİBOURG’DA GEZİLECEK YERLER:TARİH, KÜLTÜR VE DOĞA

Fransız etkisini hissettiren, masaldan fırlamış evleriyle büyüleyici bir kanton olan Fribourg…
Sarp geçitler ve gotik binaların uyumuyla dikkat çeken, Holstein inekleri ile ünlü İsviçre’nin en kırsal kantonu Fribourg kenti; kiliseleri ve ilahiyat okullarıyla tam bir Katolik şehirdir.
Yaklaşık 38000 nüfuslu Fribourg Kantonu’nun resmî dili Fransızca. Bern’den 35 km mesafede bulunan bu güzel tarihi şehirde, Fransızcadan sonra en yaygın şekilde konuşulan ikinci dil ise Almanca.
Bazı İsviçre şehirleri gibi adını çok duyuramamış olsa da kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Benim ilk gezdiğim yurt dışı ülkesi olmasından mıdır yoksa eski çağdan kalma nostaljik havasından mıdır bilmem ama etkileyici, orta çağ kalıntılarıyla, kiliseleriyle ayrı bir havası olan nostaljik kantonu ben çok sevdim.
Biz şehri keşfetmeye saat 17.00 sularında başladık ve hava kararmaya yakın (yazın 22.00’ye doğru kararıyor) gezimizi bitirmiştik. Birkaç saate şehri gezebilirsiniz. Daha sonrasında ise güzeller güzeli doğasıyla sizi mest edecek Mürten’e gitmelisiniz.
FRİBOURG GEZİLECEK YERLER
FRİBOURG KATEDRALİ VEYA ST-NİCHOLAS KATEDRALİ

Fribourg’un en görkemli binası olan ST-Nicholas Katedrali’ni şehrin hemen hemen her yerinden görebilirsiniz.
Maddi durumun elvermemesi nedeniyle, efsaneye göre katedralin 74 metrelik kulesi yarım kalmıştır. Gotik mimarinin bir mücevheri olan katedral, 1283 ile 1490 yılları arasında inşa edilmiştir.
Fribourg, Avrupa’nın en güzel ortaçağ yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilir ve Sarine nehrinin arasında bulunur.
Kilise, Myra’lı Aziz Nikolaos’a adanmıştır ve 1924’ten beri Lozan, Cenevre ve Fribourg piskoposluklarının merkezidir. 1283 yılında kurulan kilise, önce bir bölge kilisesiydi, daha sonra 1512’de ” Saint-Nicolas kolej kilisesi ” ve son olarak 1924’te bir katedral haline geldi. Ayrıca 74 m yüksekliğindeki kulenin tepesine çıkıp şehri kuş bakışı izleyebilirsiniz fakat bunun için 365 basamak çıkmak zorundasınız.
SİZE ÇOK ŞAŞIRACAĞINIZ BİR BİLGİ VEREYİM Mİ?
Aziz Nicholas bizim bildiğimiz Noel Baba’ymış meğer!!!! Tabii ben araştırmalarımın yalancısıyım. 🙂
Aziz Nicholas, günümüz Türkiye’sinin bir parçası olan Likya’nın Patara kentinde 280 yılı civarında doğmuş. İnanışa göre tüm yaşamını iyiliğe adamış. Fakirlere, hastalara, ihtiyacı olan herkese yardım etmeyi çok seviyormuş. Özellikle de çocuklara hediyeler almasıyla ünlüymüş.
Çeşitli kaynaklar Aziz Nicholas’ın 6 Aralık 343’te öldüğüne inanıldığını belirtiyor. Onun iyilikleri, yardıma ihtiyacı olan herkese koşması ve yoksullar için yaptığı çalışmalar, yıllar geçtikçe dünyanın diğer bölgelerine yayıldı. Böylece o artık çocukların koruyucusu oldu.
Hollandalılar 6 Aralık’ta Aziz Nikolaos’un bayram gününü kutluyorlar. Çocuklar bir gece önceden ayakkabılarını kapılarının önüne koyup sabah kalktıklarında Aziz Nikolaos’un kendilerine bıraktığı hediyeleri keşfederlerdi. Hollandalı göçmenler, Sint Nikolaas veya Sinterklaas takma adıyla bilinen Aziz Nicholas efsanesini 1700’lü yıllarda Amerika’ya getirdiler.
Aziz Nicholas Amerika’da pek çok dönüşüm yaşadı: Sinterklaas Noel Baba oldu ve 6 Aralık’ta hediye vermek yerine Noel tatilinin bir parçası oldu . Clement Clarke Moore’un 1820 tarihli “Aziz Nicholas’ın Ziyaretinin Hikayesi” adlı şiirinde, o, hak eden çocuklara hediyeler bırakmak için bacadan aşağı inen ve uçan ren geyiğinin çektiği bir kızağı süren neşeli bir adam olarak tanımlanır. Karikatürist Thomas Nast, 1881 tarihli Noel Baba’nın beyaz kürklü kırmızı bir takım elbise giydiği çizimiyle Aziz Nicholas efsanesine katkıda bulundu. Bir zamanlar nazik ve yardımsever bir piskopos olan Aziz Nicholas, bugün bildiğimiz Noel Baba’ya dönüşmüştü.
FRİBOURG’TA 6 ARALIK KUTLAMALARI
Her yıl Aralık ayının ilk cumartesi akşamı Aziz Nicholas, müzisyenler, şarkıcılar ve bir alay eşliğinde Fribourg’a gider. Sabahtan beri panayırın tüm hızıyla devam ettiği ve sıcak şarabın serbestçe aktığı çevredeki sokak ve meydanlarda toplanan yaklaşık 30.000 kişilik kalabalığa hitap etmek için kuleye çıkıyor. Çocukların koruyucu azizi olan beyaz sakallı Aziz Nicholas çocukları ödüllendirmek ya da iyi davranmayanları cezalandırmak için çeşitli bölgelerdeki aileleri ziyaret eder.
1906’da bir grup okul çocuğunun girişimiyle yeniden canlandırılan, bugünkü haliyle Fribourg Aziz Nikolaos festivali, Saint Michael’in okulu tarafından düzenleniyor. Öğrenciler, öğretmenleri, belediye meclisi ve kilisenin hepsi bir rol oynuyor. Festivalin başarısı o kadar büyük ki neredeyse tün kanton o gece kutlamada.
PONT DE SAİNT JEAN

İsviçre’nin Fribourg kantonunda Sarine nehri üzerinde bir köprüdür. Kantonun ikonik köprülerinden sadece bir tanesi.
PONT DU POYA VE PONT DE ZAEHRİNGEN

Uzaktaki köprü Pont du Poya, yakındaki köprü Pont de Zaehringen.
Zaehringen köprüsü, Fribourg’un tarihi merkezini trafik sıkışıklığının neden olduğu zarardan korumak amacıyla 2014 yılında araçların geçişine son verildikten sonra inşa edilmiştir; bu köprü, 1924 yılında bir zamanlar dünyanın en uzun asma köprüsü olan Büyük Asma Köprü’nün yerini almıştır.
RUE DE LA NEUVEVİLLE

Fribourg’un sessiz sakin caddesi…
FONTAİNE JO SİFFERT DE JEAN TİNGUELY

Fribourg doğumlu sanatçı Jean Tinguely, 1971 yılında Brands Hatch’te kaza sonucu hayatını kaybeden arkadaşı ve Formula I pilotu Seppi ‘Jo’ Siffert için 1984 yılında bu anıt formu inşa etmiştir.
Biz bu çeşmeyi hava karardığında ziyaret ettik ve ortamın ambiyansı çok hoştu. Havuzun ortasına inşa edilen çeşme, kenarları dolu oturma yerleriyle birlikte gençlerin şarkı söyleyip eğlendiği bir noktada yer alıyordu. Burası Fribourg’da kesinlikle görmeniz gereken yerlerden.
HOTEL DE VİLLE

Meydanda 1501 yılında inşa edilen belediye binası ve iki çanlı saat kulesi yer alıyor. Ayrıca her cumartesi sabahı burada fribourg pazarı kurulur.
RUE DU PONT-MURE

Fribourg’un en işlek 2. caddesi. Katedrale giden kavşakta bulunuyor. Atmosfer epey güzel.
RUE DE LOZAN

Fribourg’un kalbi diye nitelendirebileceğim en işlek caddesi. Fotoğrafta boş olduğuna bakmayın bu fotoğraf çekilirken günlerden pazar saat ise 21.00 sularıydı. Yani insan gördüğümüze şükrettik:) Malum pazar günü İsviçre’de her yer kapalı ve halkın da dinlenme günü ama ona rağmen caddeye taşan sandalyelerde kendi hallerinde oturup içkilerini yudumlayan insanlar hallerinden çok memnun görünüyorlardı.
LA TOUR-PORTE DE BOURGUİLLON

Bourguillon kapısı Fribourg kantonunun kesme taş ve moloz taştan yapılmış tek kısmıdır.
CHAPELLE DE LORETTE

Eski Kent’in muhteşem manzarasına sahip olağanüstü bir konumda yer alan bu yeri kesinlikle ziyaret edin. Etrafında bulunan ormanlık yoldan keçileri, inekleri seve seve yürüyüş yapın. 1647-1648’den kalma bu barok tarzdaki bina, İtalya’daki Santa Casa de Loreto’nun küçültülmüş ölçekli bir kopyasıdır.
Şapel mart ayından ekim ayına kadar açıktır. Açık olduğu günler salı, perşembe, cumartesi ve pazar günüdür.
FRİBOURG OLD TOWN

Eşsiz cazibesi ile Fribourg’un Eski Kenti’ni yürüyerek keşfedin. Zaten kantonu yarım günde gezebilirsiniz. Eski kent dediğimiz yer o kadar iyi korunmuş ki yapılar çok eski ama bakımlı.
Aşağı şehirdeki yürüyüş boyunca en az 200 Gotik cephe sıralanıyor. Küçük sokaklarda, dini bir Fribourg’un mirası olan muhteşem kiliseleri ve manastır kiliselerini keşfedin. Yolunuza ahşap ya da sıva kaplı köprülerden devam edin, sizi yüzyıllara götürecekler.
LA PORTE TOUR DE BERNE-PONT DE BERN

Şehrin kuruluşundan bir asır sonra yani 1250 yılında inşa edilen Bern Köprüsü, Fribourg’da ayakta kalan son üstü kapalı ahşap köprü ve İsviçre’nin en eskilerinden biri. Köprüden arabayla geçebiliyorsunuz fakat çok dar.
FUNİCULAR

Fribourg füniküleri 4 Şubat 1899’da hizmete açıldı. Bu bir karşı ağırlıklı fünikülerdir. Kabinleri hareket ettirmek için gereken enerji şehir atık suyundan elde ediliyor. Evet doğru duydunuz! Kabinler atık su şebekesine bağlanarak doldurdukları bir depo ile donatılmıştır. Bu miktardaki sudan kaynaklanan ilave ağırlık, bir kabinin aşağı inmesine, diğerinin yukarı çıkmasına neden olur.
MURTEN

Bu harika kasabaya vaktiniz olursa uğrayın çünkü manzaraları sizi mest edecek. Evlerinin şirinliğine değinmiyorum bile 🙂 Fribourg – Murten arası trenle 30 dk, arabayla 20 dk sürüyor.
Bloğumdaki diğer yazıları okumayı ve Instagram’da beni takip etmeyi unutmayın. Ayrıca sormak istediğiniz tüm soruları bana sormaktan çekinmeyin. Unutmayın ki bu yola çıkma amacım sadece yardım edebilmek.
Sevgilerle…