MİLANO, MODANIN BAŞKENTİ

Milano mimarlık, kültür, turizm, moda ve tasarım tutkunları için harika bir destinasyon. Dünyanın en ünlü moda başkentlerinden biri olan Kuzey İtalya’daki Lombardiya’nın kalbinde yer alan Milano şehri çok hareketli bir metropoldür. Burada asla sıkılmazsın!

Prada, Armani, Versace gibi dünyaca ünlü markalara ev sahipliği yapan Milano, yıl boyunca dünyanın her yerinden milyonlarca ziyaretçi akınına uğruyor. 

İtalya’yla ilk tanışmam bu şehirle oldu ve şu ana kadar gittiğim İtalya şehirleri arasında favorim Milano! Şehrin her bölgesinde bir hareket, telaş, eğlence, alışveriş, lezzetli hamur işleri… Milano’nun enerjisine ayak uydurmak gerçekten zor ama kesinlikle değer.

1)MİLANO’YA NASIL GİDİLİR?

İstanbul’dan Milano’ya gitmek için ya Milano-Bergamo ya da Milano-Malpensa Havaalanı’na inmek üzere 2 seçeneğiniz var. Fiyatlarına göre dilediğinizi seçebilirsiniz.

Bergamo seçeneğini seçerseniz havaalanının önünden servis araçları kalkıyor. Milano Merkez Tren İstasyonu’nda iniyorsunuz. Yolculuk 55-60 dakika sürüyor. Aynı şekilde dönüş için de merkez istasyonundan aynı otobüsü kullanabilirsiniz.

Malpensa Havaalanı’na iniyorsanız, yine aynı mantıkla servis otobüslerini tercih edebilirsiniz. Bu havaalanındaki 2. seçenek ise Malpensa-Express. Malpensa-Express, havalimanından metro veya Cadorna istasyonuna yaklaşık 20 dakikada sizi götürür. Bilet fiyatları ve rezervasyon için bu siteye bakabilirsiniz.

2)MİLANO’YA GELMEDEN BİLMEN GEREKENLER

Biletler

Metroya bindiğinizde kimsenin bilet okutmamasına aldırış etmeyin ve TİCKET yazan yerlerden biletlerinizi alın. Günlük, haftalık bilet seçenekleri mevcut ve daha uyguna geliyor.

Oranın vatandaşları genelde aylık bilet alıyorlar. Tek kullanımlık ya da günlük biletlerinizi ise metrodaki makinelerde okutmalısınız. Biletinizi makineye koyuyorsunuz ve makine bileti işaretliyor. Bu sayede bileti kullandığınız belli oluyor.

Bilet almazsanız denetleyen yok fakat ani baskınlar düzenlenebiliyor. Cezası hakkında pek çok rivayet olmasına karşın yaklaşık 75-100-200 euro bandında.

Biz birkaç kere atraksiyon olsun diye biletsiz bindik:) Son günümüzde içimizden bir ses bilet alın diye haykırdı. Otelimizin yakınındaki büfeden 7 euroya günlük bilet aldık. Bindiğimiz metroyu görevliler kontrol etti. Neyse ki ucuz atlattık.

Kıyafet

Duomo Katedrali için omuzlar, karın ve dizler örtülmelidir. Şapkalara izin verilmemektedir. Aynı şekilde La Scala Opera Evi için de şort ve kısa kolla içeri giremiyorsunuz.

Sivrisinekler

Sivrisineklerle alakalı hiçbir bilgi sahibi değildim. O kadar araştırma yapıp gitmeme rağmen bu bilgiye hiçbir yerde rastlamadım. Dolayısıyla da Milano ‘da gece gezmemiz yarıda kaldı ve apar topar otele döndük. Tüm vücudumuzu yediler.:( Sivrisinek kovucusuz sakın gitmeyin.

Alışveriş mağazaları- Yeme içme yerleri

Gideceğiniz yerlerin saatine internetten bakıp öyle plan yapmanızı tavsiye ediyorum. Siesta saatine dikkat edin 12.00-14.00 arası çoğu yer kapalı oluyor.

Masa ücreti

Çoğu yerde masa ücreti var. Yeyip içtiklerinize ek olarak oturma parası alıyorlar aklınızda bulunsun.

Su

Otomatlardan ya da marketten su alırken kapak rengine ve üzerindeki yazıya dikkat edin. Biz bilemediğimiz için sodalı içmişliğimiz var. Şişenin üzerinde natural water yazmalı. Ayrıca otomatlarda küçük sular 1 euro. Marketten almakta fayda var.

3)MİLANO’DA ULAŞIM

Ulaşım için Google Maps’i indirin ve gideceğiniz yeri yazın. Adım adım yönerge vermesi gerçekten çok iyi. Hatta bineceğiniz metro, tren numaralarına kadar yazıyor. Metroda ise yine uygulamadan kaç durağınız kaldığını görebiliyorsunuz.

4)MİLANO’DA GEZİLECEK YERLER

1)MİLANO KATEDRALİ (DUOMO Dİ MİLANO)

Duomo Katedral’i Milano ‘nun en ünlü anıtı ve İtalya’nın en ikonik simge yapılarından biridir. Dünyanın ise en büyük Gotik binasıdır.

Efsaneye göre Milanolu bir aristokrat olan Gian Galeazzo Visconti’nin bir gece rüyasında şeytan belirmiş ve ona şeytani imgelerle dolu bir kilise inşa etmesini emretmiş, yoksa ruhunu çalacağını söylemiş. Katedralin dışının yaklaşık 135 adet canavar kafasıyla dolu olmasının sebebi budur.

Katedralde 3400 heykel, 135 çirkin yaratık (gargoyle), 135 köprü ve 700 figür mevcut.

Katedral Meryem Ana’nın doğuşuna adanan bir kilisedir. Kilisenin en tepesinde Milano ‘nun sembolü olan ünlü Meryem Ana heykeli var. Bu heykel Milano ‘daki en yüksek yapı(108metre) ve yapımında 6750 altın levha kullanılmış. 2.Dünya Savaşı sırasında bu heykelin zarar görmemesi için heykelin üzeri kamufle edici paçavralarla örtülmüş. Meryem Ana heykelini helikopterle çalmaya çok çalışılmış ama başarılı olunamamış.

Katedralin inşası 500 yılda tamamlandı denilse de halen daha restorasyonların devam etmesi nedeniyle bir türlü tamamlanamadığı belirtiliyor.

Aziz Bartholomew

Katedralin içine girdiğinizde beni çok etkileyen bu heykeli görmenizi tavsiye ederim.

1562 yılında Lombard heykeltıraş Marco d’Agrate tarafından yapılan bu heykel, İsa’nın sözünü tüm dünyaya duyurmak üzere gönderdiği Havarilerinden biri olan balıkçı Bartholomew’i temsil etmektedir.

Bartholomeos, Ermenistan’a kadar gitmiş ve burada Kral Polimius’u, karısını ve on iki şehri Hristiyan inancına döndürmüştür. Bu din değiştirmeler, Polimius’un kardeşi Astiage’yi ona karşı kışkırtan yerel ilahların rahiplerinin kıskançlığını uyandırmıştır.

Başlangıçta Duomo’nun dışına yerleştirilen heykel rahatsız edici olduğu gerekçesiyle 1664 yılında Katedral’in içine, şimdiki yerine (güney transeptine) taşınmıştır.

Heykelde her bir damar,arter,kas,lif,tendon ve dokunun en ince ayrıntısına kadar işlendiği detaylar mevcut. Heykelin omuzundan sarkan şey ise Aziz’in derisi. Çünkü derisi yüzerek öldürülmüş. Sol elindeki İncil, sağ elinden sarkan şey ise yine derisi. Arka tarafında ise bir kafa derisi sarkıyor.

KATEDRALE GİRİŞ

Katedralin ana alanına giriş, dua ve ibadet için ücretsizdir . Ancak Duomo’yu ziyaretçi olarak gezmek ve çatı terasları, müze veya arkeolojik alan gibi alanlara erişim sağlamak istiyorsanız bilet almanız gerekmektedir.

Önceden alınmış bir biletiniz yoksa, katedrale girmek için uzun bir sıra beklemeniz gerekebilir. Zaman kaybını önlemek için önceden bilet almak da fayda var. Terasa, müzeye ve arkeolojik alana erişim dahil olmak üzere çeşitli bilet türleri mevcut. Biletinizi bu siteden oluşturabilirsiniz.

2)GALLERİA VİTTORİO EMAUNELE II

Milano ’nun en güzel yapılarından biri, açıldığı 1877 yılından beri hala kullanılmakta olan alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele II.

1865 yılında Kral Vittorio Emanuele II, yapının ilk başladığı yer olan kubbenin altına, tam ortaya gelecek şekilde bir kese altını ilk temel taşına koyarak inşaatı resmen başlatmıştır. 1877 yılında ise çeşitli zorluklarla geçen on iki yıllık çalışma sonunda yapının girişindeki zafer takı veya kemeri yapılarak inşaat bitirilmiştir.

Galleria Vittorio Emanuele II’nin resmi açılış tarihinden bir gün önce 30 Aralık 1877 tarihinde mimar Giuseppe Mengoni’nin cesedi bir iskele altında bulunmuştur. Bazı kaynaklara göre kontrol esnasında iskeleden düşmüş, bazı kaynaklara göre ise yapı hakkındaki eleştirilere dayanamayarak intihar etmiş veya kalp krizi geçirerek düşmüştür.

Dünyanın en eski Avm’lerinden biri olan ve bir çok dünya markasına ev sahipliği yapan bu alışveriş merkezinin değişik bir geleneği var. Merkezi kubbenin altında, İtalya’nın en önemli şehirlerinden bazılarını temsil eden Savoy arması ve çeşitli hayvanların yer aldığı bir mozaik bulunmaktadır. Bir efsaneye göre, ziyaretçiler ve yöre halkı sağ ayaklarıyla boğanın üzerine basar ve gözleri kapalı olarak 360° dönerlerse iyi şanslar yakalayacaklardır. 31 Aralık gece yarısı boğanın üzerine basarsanız, bir yıl boyunca şanslı olursunuz.

Alişveriş merkezi Duomo Katedrali’nin hemen yanında.

3)QUADRİLATERO DELLA MODA (MODA DÖRTGENİ)

Quadrilatero della Moda (Moda Dörtgeni), Milano ‘nun lüks alışveriş bölgesidir . Dünyanın ise en ünlü alışveriş bölgelerinden biridir. Altın Dörtgen Via Sant’andrea, Via Della Spiga, Via Montenapoleone ve Via Manzoni’den oluşuyor. Bu caddelerde gezmesi gerçekten çok keyifli. Ben alışveriş tutkunu olduğumdan mıdır bilmiyorum ama vitrinleri seyretmek bile bana zevk verdi. Gerçek Milano’yu deneyimlediğimi bu caddede anladım.

Via Monte Napoleone caddesinde bazı zamanlarda moda haftaları düzenleniyor. Moda haftaları sırasında, yeni koleksiyon tanıtımları ve özel etkinlikler yer alıyor.

Başpiskopos Ruhban Okulu’nun eski binasını da ziyaret edebilirsiniz. Bu bina 500 yıllık fakat neredeyse tamamen yenilenmiş. Yine burada moda evlerinin butikleri, sokak giyim markaları ve çeşit çeşit mağazalar mevcut.

4)SANTA MARIA DELLE GRAZIE

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Santa Maria Delle Grazie İtalya’nın en güzel kiliselerinden biridir. Ünlü mimarlar Guiniforte Solari ve Donato Bramante tarafından inşa edilen Santa Maria Delle Grazie, Milano Dükü Francesco I Sforza’nın hükümdarlığı sırasında 1463-1467 yılları arasında inşa edilmiştir.

Kilise salıdan pazara 08:15 ile 19:00 saatleri arasında halka açıktır ve son giriş 18:45’tedir. Kiliseye genel girişler ücretsizdir.

Leonardo da Vinci’nin meşhur “Son Akşam Yemeği” tablosu bu kilisede yer alıyor. Bu sanat eseri 1494 ile 1498 yılları arasında Ludovico il Moro hükümeti altında yapılmıştır ve İsa ile öğrencileri arasındaki son “akşam yemeğini” temsil etmektedir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında “Son Akşam Yemeği” mucizevi bir şekilde kurtarılmış. Savaşın sonuna kadar neredeyse iki yıl boyunca açık havada korumasız kalmış, üzeri yalnızca bezler ve kum torbalarıyla örtülüymüş.

Tablo kilisenin içinde küçük bir odada muhafaza ediliyor ve sınırlı sayıda ziyaretçi alınıyor. Tabloyu görmek isteyen sayısı da çok olunca haliyle biletler çabuk bitiyor. Hatta bilet bulmak epey zor. Şu an için sadece 28 mayısta boşluk görünüyor. Ayrıca 30 dakika öncesinden kimliğinizle birlikte kilisede olmanız gerekiyor.

Kiliseye “Cadorna” tren istasyonunda inip 7-8 dakikalık yürüyüşle ulaşabilirsiniz ya da trenden indikten sonra kırmızı hattı takip ederek Conciliazione’ giden metroya binebilirsiniz.

5)LA SCALA OPERA EVİ(TEATRO ALLA SCALA)

Verdi, Puccini ve diğer büyük bestecilerin eserlerinin ilk kez seslendirildiği, İtalyan operasının dünyaca ünlü evi La Scala Milan, dünyanın en ünlü opera binaları arasındadır. Son 200 yılın en büyük şarkıcılarının çoğu burada sahneye çıktı. 3 Ağustos 1778’de açıldı ve başlangıçta Yeni Kraliyet-Ducal Tiyatrosu alla Scala olarak biliniyordu.

Scala’nın sezon açılışı her yıl 7 Aralık’ta yapılmaktadır. Aziz Ambrose Günü’nde açılmak (Milano’nun koruyucu azizi ve Hıristiyanların piskoposu, Batı Kilisesi’nin en büyük dört doktorundan biri olarak kabul edilir.) La Scala’nın geleneği haline gelmiştir. Sezon haziran ayı ile sonlanmaktadır.

Binanın içinde bir de müze var. Müzeye salı-pazar günleri her gün 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Bu tiyatro müzesinde opera ve tiyatro dünyasıyla ilgili tablolar, büstler, kostümler ve diğer birçok nesneden oluşan geniş bir koleksiyon mevcut.

Müzeye giriş ücreti 12 Euro. 1 ve 3 numaralı metrolarla TEATRO ALLA SCALA’ya ulaşabilirsiniz.

Opera evi ve müze için daha kapsamlı bilgiye ve bilet rezervasyonlarınız için bu siteyi inceleyebilirsiniz.

6)SFORZESCO KALESİ

Sforzesco Kalesi Milano’nun en ikonik simge yapılarından biridir . Şehrin asırlık tarihinin bir sembolü ve Milano ‘nun ortaçağ ve Rönesans geçmişinin bir kanıtıdır.

Kaleyi 1300’lü yıllarda Galeazzo II Visconti kurmuş. Daha sonra yüzyıllar boyunca birkaç kez yıkılıp yeniden inşa edilen yapıyı, 1450’lerde Francesco Sforza tamamen yeniden inşa etmiş. Antik ve Mısır sanatından tablolara, müzik aletlerine ve 21. yüzyıl mobilyalarına kadar bir dizi sivil müzeye ev sahipliği yapan kalede ayrıca Michelangelo ‘nun hayatının son yıllarında üzerinde çalıştığı tamamlanmamış heykeli ‘Pietà Rondanini” de bulunuyor.

Sforza Kalesi’ne girişler esasen tamamen ücretsizdir. Fakat kale içerisindeki müzelere giriş ücreti 5 Euro’dur. Müzenin bir çok bölümü var. Hepsini gezmek isterseniz kombine bilet satın alabilirsiniz.

Sforza Kalesi haftanın tüm günü açık. Müzeler ise pazartesi hariç diğer günler açıktır. Kale 07.00 ile 19.30 saatleri arasında açık iken; müzeler 9.00- 17:30 arası çalışmaktadır. Müzelere son bilet alma saati 16.30, son giriş ise akşam 17.00’da yapılıyor. Müzelere girişte 18 yaş altı gençlerden ve üniversite öğrencilerinden ücret talep edilmiyor. Kimliğinizi yanınıza almayı unutmayın.

Biletleriniz için bu siteyi inceleyebilirsiniz. Ayrıca müzeler her salı günü öğleden sonra ve her ayın ilk pazar günü ücretsiz giriş imkanı sunmaktadır. Sıra beklemeniz gerektiğini unutmayın.

Kalenin arkasındaki Sempione Parkı‘nı dolaşmayı unutmayın. Ayrıca kalnin yakınlarındaki harika manzaralı Giova nni Cova & C  mekanına uğrayıp bir şeyler içebilirsiniz.

7)TORRE BRANCA

Sforzesco Kalesi’nden 600 metre ileride olan 108,6 metre yüksekliğindeki Torre Branca, şehrin yüksekliğindeki onuncu yapı ve Milano’yu yukarıdan izleyebileceğiniz en güzel manzaraya ev sahipliği yapan yapılardan biri.

Kulenin içerisindeki asansörle yorulmadan yukarı çıkabiliyorsunuz. Hava açıksa kulenin tepesinde bulunan platformdan, sadece Milano’nun tüm profiline değil, aynı zamanda Lombard ovası, Alpler ve Apennines’in büyük bir kısmını da görebiliyorsunuz.

8)SAN MAURİZİO AL MONASTERO MAGGİORE KİLİSESİ

Bu kilise Milano ‘nun en önemli cemaati olan Benedictine kadın manastırının bir parçası olarak kuruldu. Kilise şu anda şehrin en iyi korunmuş kiliselerinden biridir. Manastır,  Milano Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır . Duvarları çok iyi durumda olan on altıncı yüzyıla ait fresklerle kaplıdır .

Müzeyi ziyaret için;

Metro : Cadorna, M1 hattı.
Tramvay : 16, 19 ve 20 numaralı hatlar.
Otobüsler : 50 ve 58 numaralı hatlar.

9)STARBUCKS RESERVE ROASTERY

Luigi Broggi tarafından 1901 yılında tasarlanan Palazzo delle Poste binasına kurulan Starbucks İtalya’nın ilk açılan Starbucks’ı. Seattle, Şangay, Milano, New York ve Tokyo ve Chicago’nun Magnificent Mile bölgesinde yer alan Starbucks Reserve Milano dünyada altı ülkede var.

Reserve’nin manası ise kahveyi kavurma, dövme, demleme gibi aşamalarını gözler önünde adeta şölen gibi sunması.

Milano ‘da Duomo Katedrali, Galleria Vittoria Emanuele gibi yapıları gezdikten sonra buraya uğrayıp soluklanmanızı tavsiye ederim. Duomo Katedrali’ne yalnızca 5 dakika yürüme mesafesinde. Yapının ambiyansını biz çok sevdik.

10)I NAVİGLİ BÖLGESİ

 I Navigli Milano’nun en hareketli semti bence. Çok hoş samimi bir atmosferi vardı. Özellikle akşam saatlerinde daha güzel olduğunu düşünüyorum. Navigli semtinde çok sayıda restoran, bar ve el sanatları mağazası var. Kanal manzaralı mekanlarda aperolünüzü yudumlarken şehrin bambaşka bir yüzünü görüyorsunuz. Mekanlarda bulunan atıştırmalıklardan bol bol tadın.:) Ayrıca meşhur İtalyan içeceklerinden Negroni ve Prosecco’yu da deneyebilirsiniz.

Navigli’de antika ve bit pazarı var ve burayı her ayın son pazar günü ziyaret edebilirsiniz(temmuz ve ağustos hariç). Tezgahlar her pazar sabah 8.00’den akşam 18.00’e kadar kanal boyunca Ripa di Porta Ticinese ve Alzaia Naviglio Grande caddelerinde kuruluyor.

Yine Navigli bölgesinde Vicolo dei Lavandai mahallesini gezebilirsiniz. 15. yüzyılda çamaşırhaneciler çamaşırlarını bu sokakta yıkarmış.

Navigli’ye ulaşmak için Cadorna Fn M2 metrosuna binin ve P.Ta Genova Fs durağında inin. Ya da Duomo M1 M3 tramvayına binin ve P.Le Cantore durağında inin.

11)BRERA BÖLGESİ

Brera bölgesi küçük sokakları, salaş restoranlarıyla uyguna yemek yiyebileceğiniz ve konaklayabileceğiniz bir yer. Ayrıca barlar, gece kulüpleri gibi mekanlar da çokça bulunduğundan geceleri bir hayli kalabalık olabiliyor. Ayrıca çoğu gezgin alışveriş için burayı tercih ediyor.

Brera’ya Duomo Katedrali’nden yürüme ulaşabilirsiniz.

12)PİNACOTECA Dİ BRERA (BRERA SANAT GALERİSİ)

Brera bölgesinden devam edelim. Burası bir çok sanatçının eserlerine ev sahipliği yapan bir resim galerisi. Büyük mimar Giuseppe Piermarini tarafından inşa edilen Pinacoteca , bir zamanlar Humiliati tarikatına ait olan ve Avusturya İmparatoriçesi Maria Teresa tarafından yaptırılan eski bir on dördüncü yüzyıl manastırının duvarları içinde yer almaktadır.

Galeri içerisinde Orta çağ ve Rönesans tablolarından oluşan etkileyici bir koleksiyon yer almaktadır. Koleksiyonda, Milano’nun İtalya Krallığı’nın başkenti olduğu dönemde bastırılan kilise ve manastırlardan alınan İtalyan sanat şaheserleri yer alıyor. Galeride ayrıca resimleri rahatça keşfetmeniz için ziyaretçilere özel banklar mevcut.

Pinacoteca di Brera, pazartesi hariç haftanın her günü 09.30 ve 18.30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Galeri, her ayın üçüncü perşembesi ise 22.15’e kadar açıktır.

Müzeyi gezebilmeniz için önceden rezervasyon yaptırmanız şart. bilet fiyatı ise 15 euro. Daha fazla bilgi ve rezervasyon için bu siteyi inceleyebilirsiniz.

13)LEONARDO DA VİNCİ BİLİM VE TEKNOLOJİ MÜZESİ

İtalyan kökenli sanatçı Leonardo Da Vinci’ye adanan müze dünyanın en büyük bilim ve teknoloji müzelerinden biri. Müze 16.yüzyıldan kalma bir manastırın içerisinde 50.000m²’lik bir alana sahip. Geniş bir vaktiniz varsa bu müzeyi gezmenizi öneririm.

Ayrıca Galleria Vittorio Emanuele’nin hemen yanındaki Da Vinci Meydanı’nda Leonardo’nun heykelini de görebilirsiniz.

Müzede gezdikçe bilimin ve teknolojinin tarihi kronolojisine tanık oluyorsunuz. Müzenin birinci katında bulunan Regina Margherita makinesi 1800’lerde ipek fabrikasında dokuma ve aydınlatma amacıyla kullanılan buhar jenetarödür. Aynı zamanda bu cihaz buhar gücünden elektrik elde etmenin dünyadaki sembolü niteliğindedir. 

Müzenin ikinci katı ise daha çok uzay temalı olup bu Rus kozmonotların kullandığı araçlar ve aksesuarların yanı sıra Ay’dan getirilen taş numunesi bile var.

Müzenin diğer ilginç bölümleri ise kara madde teorileri ve ışığın yansıması deneylerinin bulunduğu bölümlerdir. Karanlık madde teorilerinin de bulunduğu bir bölüm vardır.

Leonardo da Vinci Müzesi’nde, sanatçının hayatı, çalışmaları ve mirası hakkında detaylı bilgi sunan interaktif sergiler ve multimedia gösterileri de bulunmaktadır. Ziyaretçiler, Leonardo’nun yaşamı boyunca yaptığı keşiflerin ve icatların nasıl dünya tarihini etkilediğini keşfetme fırsatı bulurlar. Ayrıca, müzede bazı özel etkinlikler, atölye çalışmaları ve eğitim programları da mevcut. Müze, Leonardo da Vinci’nin çok yönlü dehasını keşfetmek için zengin bir deneyim sunar.

Müzeye girişler 10 Euro.

14)BASİLİCA Dİ SANT’AMBROGİO

Duomo Katedrali’nden sonra Milano’nun en görkemli ikinci kilisesi olan Sant’Ambrogio… 379-386 yılları arasında inşa edilmiş. Bu bazilika, Milanoluların azizleri arasında sayılan Aziz Ambrosius’a adanmış.

Ambrosius 340 senesinde Almanya’da doğar ve 397’de Milano’da ölür. Zengin bir ailenin çocuğu olup Roma yönetiminde üst düzey yetkilidir.

Milano ‘da yeni bir episkopos seçimi sırasında tartışma yaşanırken Aziz Ambrosius’un görevi ayaklanmayı yatıştırmaktı. Tartışma sırasında halkın içinden bir çocuk “Ambrosius episkopos.” diye bağırır. Bunun üzerine halk da “Ambrosius episkopos” sloganını söylemeye devam eder. Bunun üzerine oybirliğiyle Ambrosius alkışlanarak episkopos olarak seçilir. (Episkopos, belirli bir Hristiyan Kilisesi üstünde hem ruhani hem de yönetimsel yetkiye sahiptir.)

Aziz Ambrosius’a adanan bu kiliseye girişler ücretsiz. Kilise açılış-kapanış saatleri ise:

  • Pazartesiden cumartesiye 10:00 – 12:00 ve 14:30 – 18:00
  • Pazar 15:00 – 17:00 arası

15)CİMİTERO MONUMENTALE

1837’de Milano ‘da tek bir büyük mezarlık kurma fikri sonucu oluşmuş toplu mezarlık. Mezarlık dediğime bakmayın tam bir açık hava müzesi. Etkilenmemek elde değil.

Carlo Maciachini çalışması sonucu 1863’ün sonunda inşaat çalışmaları hemen başladı. 2 Kasım 1866’da Mezarlık, mimari kısımlarda hala eksik olmasına rağmen tören ve ayinin kutsanması ile açıldı. 1873’te merkezi Ossarium, daha sonra yukarıdaki Katolik şapeli ve 1887’de giriş meydanındaki heybetli varlığıyla işin ilk ve belirleyici bir sonucu olan Famedio tamamlandı. Yıllar geçtikçe Monumental, yaklaşık 250.000 metrekarelik mevcut alana ulaşmak için birkaç kez genişletildi.

Mezarda büyük ailelerin, şapellerin yanı sıra, adlarını Milano ve İtalya’nın siyasi ve sivil tarihiyle ilişkilendiren birçok ünlü karakter var.

Mezarlığa girişler ücretsiz. Girişler:

Pazartesi günleri kapalı. Salıdan Pazara
9:30’dan 13:00’e ve 14:00’ten 17:00’ye kadar açık.

16)BOSTO VERTİCALE

Milano ‘nun ödüllü simge yapılarından Bosto Verticale dikey orman demek. Bosto Verticale, dünyanın ilk yapay dikey ormanı, 2014 Uluslararası Yüksek Bina ve 2015 Dünya Geneli En İyi Uzun Bina ödüllerini aldı.


Orman, 2014 yılında yatay kentleşmenin sebep olduğu tahribatı azaltmak, şehrin oksijen ve yer sorunlarına çözüm bulmak üzere Milano’da Porta Nuova Isola bölgesinde açıldı.

Milano ‘nun Dikey Ormanı, 480 büyük ve orta boy ağaç, 300 küçük ağaç, 11.000 çok yıllık ve örtücü bitkiler ve 5.000 çalıya ev sahipliği yapan 80 ve 112 metrelik iki kuleden oluşur. Ayrıca 30.000 metrekare ormanlık ve çalılık alana eşdeğer bir bitki örtüsü mevcuttur.

Bina yaşayan bir birki örtüsüne sahip. Bitkilerin renkleri mevsimlerle değişiyor. Ağaçlar, dairelere tozun,sesin girmesini engellemelerinin yanı sıra yazın serinlik sağlarken kışın ise yapraklarını dökerek binalara güneş ışığının girmesini sağlıyor.

Bu apartmanlarda 400 daire ve 11 katlı bir ofis alanı yer alıyor.

Şehrin en işlek tren istasyonlarından Garibaldi’de inin ve alışveriş merkezi olan Gae Aulenti’nin hemen arkasındaki yemyeşil ağaç ve bitkilerle kaplı bu 2 ödüllü binayı görün derim.

17)ISOLA

Bosto Verticale’yi ziyaret ederseniz yakınlardaki grafitileriyle meşhur Isola’yı keşfetmeyi unutmayın. Daha çok genç kesime hitap eden mahallede çeşit çeşit butikler, kafeler, barlar mevcut. Ayrıca Mercato Isola kapalı pazarında yerel lezzetlerin tadına bakabilirsiniz.

18)ARMANİ SİLOS

Giorgio Armani, kariyerinin 40. yılını kutlamak amacıyla 30 Nisan 2015’te Milano’daki Via Bergognone 40’ta Armani Silos’un açılışını yaptı. Başlangıçta büyük bir uluslararası şirketin 1950 yılında inşa ettiği ve yaklaşık 4.500 metrekarelik dört katlı tahıl ambarı olan bu yapıya Giorgio Armani “silo” adını verdi. Çünkü bu bina yaşam için gerekli olan yiyecekleri depolamak için kullanılıyordu. Onun yaşaması için ise yemek kadar kıyafet de hayatının bir parçasıydı. Hem de en önemli parçası…

Giorgio Armani’nin 1980’den günümüze hazır giyim koleksiyonlarından yaklaşık 200 kıyafet ve 200 aksesuar dahil olmak üzere tasarımcının neredeyse 50 yıllık kariyerinin yansıması olan bu sanat sergisini moda düşkünleri ziyaret edebilir.

Armani Sios;

Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri 11:00 – 19:00 arası (son giriş 18:00’de)
Perşembe ve Cumartesi 11:00 – 21:00 arası (son giriş 20:00’de) açık olup
Pazartesi ve Salı günleri kapalı.

Girişler 12 Euro. Rezervasyon için bu siteye göz atabilirsiniz.

19)CHİNATOWN

1920’lerde yoksul Zhejiang bölgesinden bir grup insanın şehre gelmesiyle Milano ‘da bir Çin mahallesinin temelleri atıldı. Çinliler burada ipek, deri, giyim konularında faaliyet gösterdiler. Bize de Çim kültürünü Milano’da yaşamak kaldı.:)

Mahallede bulunan Oriental Mall‘ da baharat, deniz yosunu gibi ilginç ürünler alabilirsiniz. Buna ek olarak şubat ayında Milano ‘da bulunursanız Çinlilerin yeni yıl kutlamalarını kaçırmayın.

Milano ‘da değişik bir aktivite yapmak isterseniz bu mahalleyi gezmenizi öneririm.

20)GRUSEPPE MEAZZA STADYUMU (SAN SİRO)

1980 yılından bu yana hem Inter’in hem de Milan’ın renklerini giyen, İtalya’nın en büyük futbolcularından Giuseppe Meazza’nın anısına ithaf edilen San Siro Stadyumu futbol sever turistler tarafından oldukça ilgi görüyor. Eğer sizin de böyle bir ilginiz varsa bu dev stadyumu notlarınıza yazın.

5)MİLANO’DA NE YENİR/İÇİLİR?

Fotoğraf çekene kadar sabredememiş Esra( ısırıklı pizza.)
AUuM (Piazzale Susa)
Spontini Pizza

Pizza:

Tabii ki ilk sırayı pizza almalıydı.:) “Spontini Pizza” ‘yı denedik ve gerçekten çok lezzetliydi. Milano’dan ayrılacağım gün çok uzakta olan otelimden çıktım, buraya gelip yol boyu yemek için Margherita stokladım.:)

Tadı evde yaptığımız anne pizzasının aynısı. Kalın hamurlu, salçalı, bol peynirli pizza. Ama çok lezzetli. Birden fazla Spontini var. Biz buraya gittik. Galleria Vittorio Emeunele’nin hemen yanı başındakine…

Pizza mekan önerileri: Pizzeria Assaje, Fabbrica Pizzeria con Cucina, Dry, Am, Da Michele, Rossini Ristorante Pizzeria

Ossobucco:

Soğan, havuç, kereviz, beyaz şarap ve et suyu karışımıyla kızartılan enine kesilmiş dana incik. Kemiğin ortasında iliği var. Osteria dell’Acquabella‘nın yorumları iyi duruyor, fiyatlar da makul gibi. Göz atabilirsiniz.

Tiremisu:

Kedidili bisküvi (savoiardi), yumurta sarısı, şeker, kahve, mascarpone peyniri, kakao tozu ile yapılıyor. Gözünüze kestirdiğiniz bir yerde deneyebilirsiniz. Biz Starbucks Reserv‘de denedik. Gayet güzeldi.

Tiremisu( rastgele aldığımız bir mekan)

Panzerotti:

Bizdeki çi böreğe benziyor. Puf puf bir hamur içinde ise mozzeralla peyniri ve domates. Gerçekten çok lezzetli bir hamur işi. Luini pastanesinden sıra beklemek koşuluyla yiyebilirsiniz.:)

Makarna:

İtalyanların makarnaları aldante dediklerinden. Biraz sert. O yüzden ben çok hoşlanmadım.

Makarna mekan önerileri: Pasta a Gogo, Pasta D’autore, Ovino Osteria

Ravioli ve Tortelli:

Ravioli genellikle geniş kareler şeklindedir. İç dolgu malzemeleri sebze, et, peynirden oluşur. Tortellini ise yarım daireler şeklinde kesilir ve bu dairelerin uç noktaları birbirine yapıştırılır. İç dolgu malzemesinde genellikle domuz ya da sığır eti kullanılır.

Arancini:

Genellikle saklanan pirincin, peynir, et veya sebzelerle harmanlanıp şekillendirilmeyle çalıştırılması pirinç toplarıdır. Sicilya’ya özgü olan ve risotto ile yapılıyor.

Lazanya:

Orjinali peynir, domates sosu veya ragù (bir tür et sosu) ile yapılan İtalya asıllı bir yemek olan lazanyayı sevmeyenimiz yoktur herhalde. Tabii benim favorim kıymalı.

Lazanya mekan önerileri: Salsamenteria di Parma, Da Oscar, L’immagine Bistrot Ristorante

Dondurma:

Milano’da dondurma yemeden tatlı hakkımı birazdan bahsedeceğim pastanede doldurdum.:) (Marchesi 1824)

Dondurma mekan önerileri: Gelataria La Romana Dal 1947, Grom, Ciacco, Cioccolatitaliani’de Gelato, Venchi, Il Massimo del Gelatot

Focaccia:

Mayalı yassı İtalyan ekmeği. Pizza hamurun benziyor.

Gnocchhi:

Buğday unu, patates, yumurta ve tuzun birleşiminden oluşan küçük hamur topakları.

Risotto alla Milanese:

Soğan tereyağı ve sıvı yağ ile kızartılır, pirinç kızartılır ve beyaz şarapla ıslatılır ve daha sonra sığır suyunda al dente pişirilir. İşlemin sonuna doğru tereyağı ve parmesan peyniri ile krema kıvamına getirilir ve ardından bu lezzete rengini veren safran eklenir.

Risotto mekan önerileri: Ratanà

Gorgonzola:

Dünyanın en eski mavi damarlı peynirlerinden biridir. Peynir esas olarak kuzey İtalya bölgelerinde üretilmektedir.

Cotoletta alla Milanese (Milano Pirzolası):

Şnitzele benziyor ama dana pirzolayla yapılıypru. Etin bağları, sinirleri çıkarılıp ekmek kırıntılarına batırılarak kızartılıyor.

Minestrone Milanese:

Sebze çorbası. Lahana, pancar, kereviz, ıspanak, maydanoz, domates gibi sebzelerle beraber pirinçle yapılan bu çorba, genellikle et suyunda pişirilerek hazırlanıyor.

Minestrone Milanese: mekan önerileri:Trattoria Mirta

Panettone:

Gerçek panettone, %16 tereyağı ve %20 şekerlenmiş meyve ile geleneksel şekilde yapıldığından emin olmak için İtalyan hükümeti tarafından onaylanmıştır. Üzümlü kek gibi duruyor ama mayayla yapılıyor. Özellikle bayramlarda İtalya’da oldukça meşhur bir yiyecek.

Panettone mekan önerileri: Her pastanede, her markette bulabilirsiniz. ekstra Pasticceria Cucchi mekanına bir göz atın.

Polenta:

Haşlanmış mısır unu. Sadece tereyağı ve peynirle veya üzerine sosla servis edilebilir. Genellikle biraz kuruması için yayılır ve daha sonra fırınlanır, kızartılır veya ızgarada pişirilir. Polenta, genelde yemeklere eşlikçi olarak verilir.

Busecca:

İneğin midesinden elde edilen bir işkembe olan mondongo; sucuk, şeftali, domates ve patatesle birlikte önceden pişirilip haşlanır.

Piadina:

İtalyan gözlemesi. Beyaz un, domuz yağı veya zeytinyağı, tuz ve su ile yapılıyor.

Cassoeula:

Domuz eti ve lahanadan yapılan özenle hazırlanmış bir yemektir .

Colomba Pasquale (Paskalya Keki):

Tatlı bir İtalyan ekmeği. Üzeri şeker ve bademle kaplı. Barışı temsil eden güvercin şeklinde pişiriliyor.

Panini:

İtalyan ekmeğiyle yapılan bir sandviçtir. 

*Marchesi 1824:

Milano’da bir sabah vakti kahvaltı yapacağımız bir yer ararken çok şükür ki tek açık yer burasıydı. Tesadüfen burayı bulup da aklımızda-damaklarımızda tadının kalması şansımızdı. Tatlıları çok lezzetliydi. Mekan, tam bir İtalyan tarzıydı. Masalarda oturmak ücretli fakat ayaklı masalarda yiyebilirsiniz. Pastalardan birçoğunu denedik hepsi muhteşemdi.

Marchesi 1824

Aperotivo

Kuzey İtalya genelinde insanların iş çıkışında toplanıp bir şeyler yeme içmesi durumuna aperotivo deniyor. Bu anlamda kültürleri bizden bariz bir şekilde ayrılmış oluyor bence çünkü biz işten eve gelene kadar yemek hayallari kurup öncesinde de yemek yiyemeyiz diye bir şey atıştırmıyoruz. Annelerimizin dediği gibi “şimdi yeme, yemekten sonra!”

Akşam 6 ile 9 arası aperativo zamanı ve çoğu mekanda atıştırmalıklar da oluyor. İtalya’nın milli içecekleri ise şöyle:

  • İtalyan şarabı
  • Prosecco
  • Aperol spritz
  • Campari spritz
  • Amaro
  • Amaretto
  • Limoncello
  • Grappa
  • Sambuca
  • Bellini
  • Martini

6)MİLANO’DA KONAKLAMA

Bizim kaldığımız otel merkeze uzaktı ve bunun dezavantajını toplu taşıma kullanarak yaşadık. O yüzden özellikle ilk defa gidiyorsanız ya Merkez Tren İstasyonu yakınlarında ya da Duomo Katedrali yakınlarında konaklayın. Harika Navigli’yi de 3. tercihinize alın.

Rezervasyonlarınızı aylar öncesinden Booking üzerinden, otelde öde seçeneğiyle yapabilirsiniz. Tek tek yorumları okuyun, etrafındaki ulaşım araçlarına bakın, haritaya otel ismini yazıp kaç vasıtayla ulaşabileceğinize bakın ve iptal edilebilir olanlardan bitane seçiverin.:)

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım sizlere yardımcı olabilmişimdir. Her türlü sorunuz için yorum yazabilir ya da iletişime geçebilirsiniz. Schengen vizesi için önceki yazılarımı okumayı unutmayın. Ayrıca İnstagram‘da da beni yalnız bırakmazsanız çok sevinirim. Mutlu kalın. 🙂

3 Responses

  1. Merve dedi ki:

    Bu yaz milanooo

  1. 13/07/2024

    […] MİLANO, MODANIN BAŞKENTİ […]

  2. 12/08/2024

    […] MİLANO, MODANIN BAŞKENTİ […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir