RÖNESANS’IN BAŞKENTİ FLORANSA

Adım attığınız her yerde bir yapıt, heykel, ödüllü tasarım görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Kafanızı kaldırdığınız her noktada sanat var bu şehirde. Stendhal Sendromu‘nu duymuşsunuzdur. İşte o sendromun suçlusu bu şehir! Floransa…
Bu sendrom ismini ünlü Fransız yazar Stendhal‘ın 1817’de Floransa’yı ilk ziyaretinde tecrübe ettiği duygulardan alıyor. Floransa’nın ünlü bazilikalarından birini gezmekte olan Stendhal orada bulunan eserler karşısında çok güçlü bir duygu yoğunluğuna kapılır. Kendi sözleriyle bu durumu; kendinden geçerek hayatın gözlerinin önünden çekilmesi olarak tanımlar ve şahit olduğu bu yüce güzellik karşısında yere yuvarlanmaktan korktuğunu dile getirir.
Bu sendrom yıllar sonra Graziella Magherini isimli İtalyan bir psikiyatrist tarafından tekrar araştırılır. Turistlerin herhangi bir sanat kentine olan hayranlığıyla baş gösteren yoğun duygu silsilesine Stendhal Sendromu denir.
İnsanları güzelliğiyle hasta edecek seviyede etkileyen Floransa gezi yazıma başlamadan önce bu şehre en az 2 gün ayırıp tüm şehrin havasını içinize çekerek tüm yapıtların güzelliğini içinize sindire sindire gezmenizi öneriyorum. Floransa’da her yere yürüyerek ulaşabilir olmak bu şehri güzel yapan unsurlardan biri. Sanat dolu bir yürüyüşe hazırsanız haydi başlayalım.
FLORANSA’YA ULAŞIM
Floransa’ya direkt havayoluyla ulaşım yok. Ya en yakın havaalanı olan Bologna Havaalanı‘na ya da diğer İtalya şehirlerinden buraya gelebilirsiniz. Eğer diğer İtalya şehirlerinden gelecekseniz ve uygun bir yol arıyorsanız bizim yaptığımız gibi Flix Bus kullanabilirsiniz.
Floransa’ya gelmek için işinize yarayacak çok önemli ipuçları içeren İnstagram hesabımı incelemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Ayrıca SCHENGEN VİZESİ NASIL ALINIR? ve SCHENGEN VİZESİ EVRAKLARI yazılarımı muhakkak okuyun.
FLORANSA’DA KONAKLAMA
Floransa’da her yer yürüme mesafesinde olduğu için istediğiniz yerde kalabilirsiniz. Ama size enfes bir otel önereceğim. Bu kadar uygun olup nasıl bu kadar harika ağırlandığınıza inanamayacaksınız. Zaten ben de yorumlardan etkilenerek bu oteli çok merak ederek tutmuştum ve yorumcuların ne demek istediğini kalınca anladık. Otelin ismi Burchiello B&B. Detayları merak ederseniz İnstagram hesabımdan izleyebilirsiniz.
FLORANSA GEZİLECEK YERLER
1-Akademi Galerisi (Accademia Gallery)

1784 yılında güzel sanatlar eğitim tesisi olarak kurulan bu müze, yeni eserlerin toplanmasıyla birlikte genişletilmiştir ve günümüzde iki katlı bina halindedir. Müzenin giriş katında genellikle resimler ve heykeller sergilenirken, birinci katında müzik enstrümanları ve bazı resimler sergilenmektedir. Müze; Colossus Salonu, Mahkumlar Salonu, Tribün ve Davut Heykeli, Gipsoteca Bartolini Salonu, Resim Salonu, Müzik Salonu ve 1370-1430 Arası Floransa olmak üzere toplam yedi bölümden oluşmaktadır.
Colossus Salonu’nun en önemli eseri Giambologna’nın “Sabine Kadınına Tecavüz” heykelidir. Giambologna, bu heykelinde Romalı bir askerin Sabine kabilesinden bir kadını kaçırmaya çalıştığı anı tasvir etmiştir. Heykel orjinal değil, eserin bir kopyası. Heykelin orjinali Loggia dei Lanzi’ de sergilenmektedir. (Aşağıda bahsedeceğim.)
Müzenin Mahkumlar Salonu ise Michelangelo’nun tamamlanmayan çalışmalarına ayrılmıştır. Salonda “Uyuyan Köle”, “Genç Köle”, “Sakallı Köle” ve “Atlas” olarak adlandırılan dört adet heykel bulunmaktadır.
Galerinin en merak edilen ve en bilinen eserlerinden birisi olan Michelangelo‘nun “Davut Heykeli” ise özel odasında ziyaretçileriyle buluşuyor. Heykel, Filistinli Genç Davut’un İsrailli dev savaşçı Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı simgelemektedir. Heykel gerçekten çok gerçekçi. Ayrıca 1991 yılında heykel saldırıya uğramış ve Davut’un sol baş parmağı hasar almış.
Müzik Salonu, müzeye en son eklenen bölümdür. Bu salonda Stradivari’nin kemanı ve piyanonun mucidi olan Bartolomeo Cristofori’nin ilk piyanosu sergilenmektedir.
Galeri pazartesi hariç diğer günler 08.15-18.50 arası ziyarete açık olup Biletleri buradan alabilirsiniz.
2-Santa Maria Novella Bazilikası

Bazilika, on üçüncü yüzyılın ilk yarısında Dominikan Tarikatı rahipleri tarafından kilise olarak kuruldu. İtalya’nın en önemli dini ve sanatsal simge yapılarından biri haline geldi.
Santa Maria Novella Bazilikası ayrıca Floransa’da yapılmış ilk ve en büyük bazilika olma özelliği taşıyor.
Bazilika her gün açık. Değişken saatler için gitmeden siteyi kontrol edin lütfen. Biletler için bu siteyi kullanabilirsiniz.
3-Aziz Giovanni Vaftizhanesi
1059-1128 yılları arasında yapılan şehrin en eski yapılarından biridir. 19. yüzyıla kadar Floransa’nın önemli katolikleri burada vaftiz edildiği için ismi bu şekilde. Yapının şüphesiz en ilgi çekici unsurlarından birisi bronz kapıları. Diğer adıyla “Cennetin Kapıları“.
Heykeltıraş, kuyumcu, ressam ve yazar olan Lorenzo Ghiberti (1378-1455), sanat kariyerine bir kuyumcu olarak başlamıştır. Zaman içerisinde kendini geliştirerek pek çok türde sanat eseri meydana getirmiştir.
Lorenzo Ghiberti asıl prestijini ise Floransa’da kaldığı yıllarda meydana getirdiği eserlerle sağlamıştır. Aziz Giovanni Vaftizhanesi’ne konulmak üzere ilki 1424 yılında ikincisi ise 1452 yılında bitirilen iki bronz kapı en önemli sanat eserlerinin başında gelmektedir.
Bu kapılar başlangıcından son aşamasına kadar elli yıla yakın bir sürede tamamlanmış olup “Rönesans’a geçiş eseri” olarak da kabul edilir.
Kapının yapılma süreci ise bir yarışmaya dayanır.
Floransa’da 1401 yılında vatizhanenin bir kapısını tasarlamak için bir yarışma yapılıyor. Ghiberti ve Brunelleschi, “İshak’ın Kurban Edilişi” temalı kabartmalarıyla son ikiye kalıyor ve bu yarışı kazanan Ghiberti oluyor.
28 bölümden olusan kapı, yeni ahitten konuları anlatıyor ve 1424 tarihinde tamamlanıyor. Bu kapıdan sonra vaftizhanenin doğu kapısı için de bir sipariş gelince Ghiberti farklı bir sey denemek istiyor.
2.kapı için 10 dikdörtgen pano hazırlıyor ve her bir panoya “eski ahitten” 10 farklı konu yerleştiriyor. Bu yapılar o kadar beğeniliyor ki herkes hayran kalıyor.
Sanat tarihinin babası Vasari bu kapılar için “her yönden inkar edilemeyecek kadar kusursuz ve şimdiye kadar yapılmış en muhteşem sanat eseri” demiş.
Michelangelo‘nun ise bu kapı için söylediği “Porta del Paradiso!” sözü kapıyla bütünleşiyor ve kapının ismi artık “CENNETİN KAPILARI” oluyor.
Vaftizhaneye dair tüm bilgiler için bu siteyi ziyaret edin lütfen.
4-Giotto’nun Çan Kulesi

Çan kulesinin inşası 1334 yılında, o zamanın yaşayan en önemli sanatçısı olan ve adını sonsuza kadar ona bağlayan Giotto’ya emanet edildi. Giotto, çan kulesinin tasarımını yaptı ve ilk katların inşaatına başladı. Üç yıl sonra gerçekleşen ölümü üzerine görevi öğrencisi Andrea Pisano devraldı. Daha sonra görev Francesco Talenti’ye geçti. Talenti kuleyi 1359’da tamamladı.
Bacaklarınıza ve sabrınıza güveniyorsanız 84,7 metre yükseklikte bulunan kulenin tepesine 414 basamak tırmanıp şehri panoramik açıdan izleyebilirsiniz. Uzun kuyruklar için şimdiden uyarmak isterim. Biletler için buraya.
5-Floransa Katedrali ve Duomo Maydanı

Emilio De Fabris tarafından tasarlanan ve zamanın en iyi Toskana sanatçıları tarafından dekore edilen, 19. yüzyıldan kalma neo-Gotik bir şaheser olan Floransa Katedrali…
Kubbesi teknik açıdan bir mühendislik harikası olan bu yapının yapımı tam tamına 140 yıl sürmüş.
Her santiminde farklı ayrıntılar ve tarihinde nefes kesen detayları ile ziyaretçilerine görsel bir şölen yaşatan bu devasa yapı UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne adını yazdırmıştır.
Dışı oldukça ağır süslemelerle dolu olan Katedralin içi ise tam tersine çok sade bir görünümdedir. Bunun sebebi Medicilerin (Medici ailesi 14. ve 17. yüzyıllar arasında Floransa’da yaşamış güçlü ve etkin bir ailedir. Rönesans’a çok büyük katkıları olmuştur) o zamana kadar yapılmamış türde bir kilise yapmak istemelerinden kaynaklanmaktadır.
Floransa Katedrali’nin en uzun soluklu mimarı olan Brunelleschi, 5 Nisan 1446 yılında vefat etmiştir. Brunelleschi’nin naaşı yapılan bir cenaze töreni ile katedralin mahzenine gömülmüştür.
En önemli mimarının ölümüyle birlikte ara verilen inşaata mimar Giotto devam etmiştir. Aynı zamanda katedralin yanında devasa bir çan kulesi inşa eden Giotto’nun da ölümüyle inşaata tekrar ara verilmiştir. Sıklıkla kesintiye uğrayan inşaatın son mimarları olan Andrea Pisana ve Francesco Talenti 1359 yılında katedralin inşaatını tamamlamışlardır. Ancak kubbesinin inşaatı ilerleyen tarihte son halini alabilmiştir.
Katedralin içinde Brunelleschi’nin kubbesi, Giotto’nun Çan kulesi, Duomo Müzesi ve Vaftizhane, Duomo’nun Terasları gibi farklı bölümler mevcut olup her birinin ayrı ücret tarifesi bulunmaktadır.
Ayrıca kubbenin tepesine 463 adet merdiven tırmanarak ulaşmak mümkündür.
Katedral ile ilgili bir diğer ilginç bilgi ise yılın en uzun günü olan 21 Haziran’da kubbenin tepesinde bulunan bronzdan yapılan bir penceredeki delikten katedralde bulunan haç sembolünün üzerine güneş ışınları dik bir şekilde düşmektedir. Bu da katedralin her açıdan bir mühendislik harikası olduğunu gösteriyor.
6-Repubblica Meydanı

Yazlık bir tatil bölgesine gidersiniz de bir meydanı olur ya hani. Satıcılar, dondurmacılar sıralanır. Hah burası da öyle bir yer ama daha sanatsal olanından. Floransa’nın en canlı ortamlarından birisi bu meydan. Tam ortasında atlı karıncası var. Etrafta çiçekler, balonlar satan satıcılar. Yol kenarlarında resminizi çizelim diye ısrar eden ressamlar. Meydanın diğer kenarında alışveriş mağazaları… Öyle bir yer işte. 🙂
7-Bargello Müzesi
Halk sarayı diye de bilinir. 13. yüzyıldan kalma bu yapı 1255’de inşa edilen Floransa’nın en eski binası. Aynı zamanda 18.yüz<yılda hapishane olarak kullanılan binada yangın, idam gibi tarihi izlere de rastlanılıyor.
Müzede Donatello’nun kendisini küçük bir çocuk olarak tasvir ettiği ünlü tunç heykeli ve Michelangelo’nun heykelden esinlenerek yarattığı sanat eserlerini mevcut.
Müze her gün 08.15-17.00 arasında ziyarete açık. Biletler için bu siteye gözatabilirsiniz.
8-Santa Croce Bazilikası

Yukarıda bahsettiğim Stendhal Sendromu’na sebep meşhur bazilika işte bu. Bazilikayı önemli kılan diğer unsur ise Michelangelo, Galileo, Machiavelli, Foscolo, Gentile, Rossini ve Marconi gibi bazı en meşhur İtalyanların mezar yeridir. Bu nedenle ayrıca Temple of the Italian Glories (İtalyan övünmeler tapınağı) olarak da bilinir.
Stendhal Sendromu’na sebep olan bu bazilikayı muhakkak görün.
Pazar günü haricinde 09.30-17.30 arası açık olan bazilika pazar günü 14.00-17.30 arası ziyarete açık. Biletler için buraya.
9-Signoria Meydanı ve Vecchio Sarayı


Signoria Meydanı, Floransa’nın en turistik bölgelerinden birisi. Tam bir açık hava sanat galerisi olan meydanda gerçekten de bu ismi taşıyan bir bölüm var.
Loggia dei Lanzi olarak isimlendirilmiş bölümde sol tarafta Benvenuto Cellini‘nin bronz Perseus heykeli var. Yunan Kahramanı sağ elinde kılıcını tutarken sol elinde Medusa’nın kesik başını tutuyor. (Yunan mitolojisinde Medusa , saçının yerinde yılanlar olan, çirkin görünüşüne bakan herkesi taşa dönüştüren canavar.)
Yine aynı bölümün sağ tarafında Flaman sanatçı Jean de Boulogne‘un “Sabine Kadınlarına Tecavüz” adlı eseri yer alıyor.
Vecchio Sarayı ise dönemin en eski ve köklü ailelerinden olan Mecidi Hanedanlığı’nın evi olmuş. Hem dönemin, hem de günümüzün en önemli eserlerinden olan Cosmo Di Medici’nin at üzerindeki heykeli bu sarayda sergilenmektedir. Ayrıca sarayın 94 metre yüksekliğindeki kulesinden şehir manzarasını seyredebilirsiniz.
Vecchio Sarayı‘nın sol tarafında Loggia dei Lanzi sağ tarafında ise Davut Heykeli‘nin replikası var.
10-Uffizi Galerisi
Antik heykel ve resim koleksiyonları ile dünyanın en ünlü müzelerinden biridir. Galeride, 14. yüzyıla ve Rönesans’a ait resim koleksiyonları ile Medici ailesinin sanat koleksiyonları var.
Galeri pazartesi günü hariç diğer günler açık. Biletler için bu siteye gözatabilirsiniz.
11-Pitti Sarayı ve Boboli Bahçeleri
Galeriyi gezdikten sonra ünlü VECCHİO KÖPRÜSÜ‘nden geçip Pitti Sarayı’na geliyoruz.
3 farklı hanedanlığın yaşadığı saray ilk sahibi Floransalı bankacı Luca Pitti’nin adını taşıyor. Saray şu anda beş farklı müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Sarayda; Palatine Şapeli, Büyük Dükler Hazinesi, Rus İkonları Müzesi, Palatine Galerisi, İmparatorluk ve Kraliyet Daireleri, Modern Sanat Galerisi, Moda ve Kostüm Müzesi gibi bölümler var.
Saray, salı-pazar günleri arası 08.15 ile 18.30 saatleri arasında ziyarete açık olup biletlerinizi buradan alabilirsiniz. 17.30 ‘dan sonra içeri alınmayabilirsiniz, dikkatli olun.
Boboli Bahçesi ise gerçekten çok güzel. Yaklaşık 111 dönümlük bahçede ne ararsanız var; çeşmeler, ormanlar, heykeller…
12-Michelangelo Meydanı
Gezeceğimiz yerleri gezdik, yorulduk. Şimdi içeceklerimizi alıp güzel bir yürüyüşle bu zirveye çıkıp şehrin yukarıdan keyfini çıkarmayı hak ettik.
NOTLAR
Gezeceğiniz yerlerin resmi sitelerinin linklerini ilgili başlıkların altına yerleştirdim. Gitmeden muhakkak giriş saatlerini, hangi günler kapalı olduğunu kontrol edin.
Turistik yerlerde çok fazla sıra oluyor. Zaten kısıtlı olan vakti buralarda harcamak yerine biletleri önceden almak işinizi kolaylaştıracaktır.
Katedral, kilise gibi yerlere girmeden önce yanınıza şal gibi bir şeyler alabilirsiniz.
İyi seyahatler. 🙂